Malumunuz Microsoft’un yeni CEO’su Satya Nadella, göreve geldiğinden beri bir şeyleri değiştirmeye çalışıyor. Bu süreci nereden nereye götürebileceğini bu günlerde gözlemliyor olmak ileride başarılı olursa adeta ders niteliğinde olacaktır. Ancak ben bu süreçte yeni Microsoft CEO’su Satya Nadella’ya inanıyorum.
Microsoft, Nadella’dan önce tam bir facia olan Ballmer yönetiminde adeta dibe vurdu. Çok net olarak geçen senelerde Microsoft’un başarısızlıkları, mobili ıskalayışı ve hepsinden önemlisi değiştirmesi gereken o “Microsoft” kafasını bir türlü değiştirmiyor, dibe batmaya devam ediyordu. Taa ki; Satya Nadella hamlesine kadar.
Bilemiyorum bu Hindistan doğumlu arkadaşı tam olarak kim bu göreve hazırladı ya da şartlar oluşunca öne sürüldü ama bu adam çok zeki beyler. Microsoft’un içine işlemiş olan örgüt kültürünü, tümden değiştirmeden hiçbir sektörde ciddi geliştirme yaşatamayacağını gördüğü şirkette, herşeyi baştan kurguluyarak uygulamaya alıyor. Şunu asla unutmamak gerekir ki, Microsoft gibi eskinin “IBM” kafasındaki şirketlerde değişim asla hoş karşılanmaz ve damarlarına kadar örgütün kültürüne işlemiş o bayağılık, kendini beğenmişlik, herşeyi ben bilirimci ve hala sektörün tekeli olduğunu düşünen özellikle üst yönetim kafasını (ki bunları özellikle lokal yönetimlerde görüyoruz) değiştirmek bu şekilde imkansızdır. Adeta devrim yapmanız gerekir fakat 1900’lerde yaşamadığımız da bir gerçek. Artık sessiz ve derinden devrimler var ki, özellikle bu seviyelerde ikna etmeniz gereken aynı kafaya yakın yönetim kurulu üyelerinin olduğu bir yerde maalesef böyle çalışmak zorundasınızdır.
Seni anlıyorum Satya Nadella ve kolay gelsin.
Her ne kadar sessiz ve derinden gitmeye çalışsa da bazen kendinizi ve vizyonunuzu çok açık göstererek, üst yöneticilerle alt birimlere ulaştıramadığınız vizyonunuzu, alt birimlere direkt kendiniz vermeniz gerekir. Üstelik bu vizyonu halka da vermek için bazen “Microsoft Loves Linux” posteri önünde poz vermeniz gerektiği gibi.
Satya Nadella’nın bu çok konuşulan “Microsoft Loves Linux” önündeki konuşması ve sonrasında gelen .NET açık kaynak olması olayı aslında o kadar normal ve gerekliydi ki, biraz stratejik açıdan ele almak gerekiyor.
IBM Loves Linux ya da Apple mı?
Yılların düşmanları IBM ve Apple‘ın henüz hiç kimsenin uygulamadaki detaylarını bilmediği ama CEO’lar nezninde çok büyük anlaşmaları ne olsa acaba? Linux’a en çok katkı yapan ve kurumsalda ekosistemini elinde tutmaya çalışan IBM’in Apple ile nasıl bir işbirliği olacağını çok merak ediyorum. Ellerinde Lenovo yerine Macbook göreceğimiz IBM çalışanları mı olacak yoksa arka taraflarda veya bulutta başka hamleler de olacak mı?
Apple tüm aç gözlülüğüyle aslında en büyük rakibi Google ile savaş alanlarını genişletiyor. Özellikle Google’ın hakim olduğu benzeri pazarlarda çok sinsi bir şekilde gözü var. Buralara neden girmek istediğini sırf pazardan pay alma olarak görmemek gerekiyor. Ekosistemi her yönüyle kontrol etme çabası aslında bu durumun ana motivasyonu. Bu yüzden özellikle bulut ve server pazarında, big data gibi kelimelerin havada uçuştuğu ama özelinde sahip olduğunuz data kadar değerinizin olduğu bu piyasalarda, bireysel data’ya sahip olan Apple’ın acaba kurumsalda veya daha büyük datalarda işi ne olabilir?
IBM’in Lenovo satışı sonrası çekildiği ama bir şekilde bireysellerin bulutla olsun, big data ile olsun kurumsalla iç içe geçebileceği bu süreçte Apple’dan beklentisi ne olabilir, incelemek lazım. Ancak buradaki asıl soru stratejik olarak köşeler kapılırken, IBM ve Apple gibi düşmanlar bir araya gelirken, Microsoft’un hiç dostunun olmaması?
Amazon olmaz, IBM olmaz, Google olmaz, Apple olmaz. Peki kim olacak bu adamın dostu. facebook boşuna demeyin, asıl niyet o değil Microsoft için. Microsoft Azure ile bu pazarı domine etmek istiyor, çünkü biliyor ki hem kurumsalın hem de bireyselin gideceği yer orasıyken şimdiden buralara sahip olmak çok kritik. Çok afedersiniz ama bunu da o Windows sistemlerle ne kadar ileri götürebileceği bana hep şüpheli gelmiştir ki, birçok alanda buna cevap Linux olabilir.
Peki Çare Linux mu ki?
Söz konusu maliyetler, verimlilik, hız ve belki de güvenlik? olunca Linux adını kullanarak pazarda buralarda yer elde etmeye çalışmak, .NET ve benzeri açık kaynak hamlelerinde bulunmak sevimli. Ancak asıl amacın bireysel ve kurumsalları birden kapsayacak bulut çözümlerinde, kaybettiği mobil savaşta dahil olmak üzere, bir şekilde Linux ile beraber bulunmak, Microsoft açısından faydalı olabilir. Özellikle IBM ve Apple işbirliği sonrası, böyle bir hamleyi hangi yöntemlerle atacağını zaman gösterecek.
Microsoft hakkında son olarak 2 yıl önce yazdıklarımı tekrarlayayım, belki Satya Nadella gerçekleştirecektir. Microsoft artık işletim sistemine, özellikle Windows Phone ve Windows’a yaptığı yatırımlar kısmalı. Ekosistemle, kendi ekosistemini kurarak değil, onun içine ürün ve servisleriyle sızmalı ve orada yeşermeli. Çünkü elinde hala çok iyi servisler hatta bazen ürünlerde var. Bunları ekosisteme rakip olarak değil içinde konumlamaya, daha da, başlarsa o zaman hiç kendini ekosistem kurmakla yormadan bu ekosistemlerin gücünü kullanarak büyültüp genişleyebilir. Bu duruma en güzel örnek Office for iPad. Bu hamlelerini Office for Android, Office for Mac hatta Office for Linux ile devam ettirmesi ve çeşitlendirmesi gerekiyor…
Bu köklü değişimi de başarabilecek yegane isim şuana kadar yaptıkları ve duruşuyla da Satya Nadella’dan başkası olamayacak gibi.